tag:blogger.com,1999:blog-1369118366624158442024-02-22T13:05:07.772-08:00Rising Above Those Who Would Hold Me DownTıp stajları ders notları, ingilizce geliştirme, dönem ödevi, yurt dışı tavsiyeleriAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.comBlogger61125tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-63833744509092365162014-04-06T15:21:00.001-07:002014-04-06T15:21:54.249-07:00ÖSYM Şekerleri Bugün 6 Nisan 2014 Pazar. YDS'ye girdim; Yabancı Dil Sınavı'na. Son girdiğim ÖSYM sınav yılı 2008'den bu yana yurt genelindeki sınavlar ile ilgili çok şey değişmiş. Mesela artık kalemi, silgiyi, kalemtıraşı; hatta burnunu sileceğin peçeteyi bile devlet veriyor sınavda. 3 tane de şeker veriyorlar. Ben de bu durumu sınav sabahına dek bilmiyordum; hatta yanıma kalem silgi neyin almıştım da müsait bi ağacın dibine saklamak durumunda kaldım.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxaIRD-oIf9ZFvxcZ1mnjkTguwi5WcnJRerDXvg00_DRUl-rnfG314qyuvWUxwenQDUmLYyuPTCZzIcicP1UnLJ6mOZppZDpqwo8hV8AqEHGAwxPFu9o7LkY9cFgW_QY5Yl6GEQm-U7cTy/s1600/osym-sekerleri.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxaIRD-oIf9ZFvxcZ1mnjkTguwi5WcnJRerDXvg00_DRUl-rnfG314qyuvWUxwenQDUmLYyuPTCZzIcicP1UnLJ6mOZppZDpqwo8hV8AqEHGAwxPFu9o7LkY9cFgW_QY5Yl6GEQm-U7cTy/s1600/osym-sekerleri.jpg" height="214" width="320" /></a></div>
<div>
Velhasıl sınav olacağımız binaya girdik, cevap kağıdında, sınavdan evvel doldurulması gereken yerleri doldurduk. Arkadaş kalem silgi bi hoşuma gitti; baktım gayet kaliteli. Sınava da birkaç dakika kaldı. O an düşündüm, ÖSYM her sene yirmiden ziyade sınav yapar. Her birine asgari yüzbinlerce insan girer. Herbiri için bunu tedarik etmek amma iş. Devletin bu hususlardaki özgüveni çok hoşuma gitti o an. Lakin silginin üzerine baktım, "Made in Malaysia" diyor, kalemler zaten faber castell, kalemtıraş arkadaş da Alman çıktı. O an üzüldüm. Güzel şey yani devletin gerektiği yerde masrafı yapabilecek güce ve özgüvene sahip olması, lakin koca ülkede 2 kalem, 1 silgi ve 1 kalemtıraş gerektiğinde, adam gibi yapan bi yerin bulunmaması, bu kadar sıradan bi ihtiyacın dahi hariçten karşılanması gereksinimi beni üzdü.</div>
<div>
Bu arada sınav pek zor değildi, şekerler de baya datlıydı.</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-75773552194130903272014-01-09T11:16:00.003-08:002014-01-25T09:42:32.185-08:00Fibromiyalji Egzersiz Hareketleri Fibromiyalji ve kronik yorgunluk sendromu gibi hastalıkları bulunan kişiler, genelde çektikleri ağrı ve yorgunluğu, daha fazla yatarak veya ağrı kesiciler kullanarak azaltmaya çalışma eğiliminde oluyorlar. Lakin fibromiyaljideki ağrı ve yorgunluğun tedavisinde egzersizin önemi, gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. Egzersiz, doğru hareketler yapıldığı vakit, fibromiyaljide en etkili tedavi yöntemidir. Ağrı, aşırı yorgunluk ve uyku problemleri de dahil olmak üzere bütün semptomlara karşı yararı vardır.<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYAQ6Epis6_-1uEjC3DT3-iZ6JDP42O8uFy3TyaUaLNds67qdttqpDeN8gmMP_6ZbiKHmW1ZrdMFoxf2tvkHL3lQnfEfoWyEui7NIXDGszL04tj3kSse_a_BaOYVisdtzwsBY28vHXiDqn/s1600/fibromiyalji+egzersiz+resimli.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgYAQ6Epis6_-1uEjC3DT3-iZ6JDP42O8uFy3TyaUaLNds67qdttqpDeN8gmMP_6ZbiKHmW1ZrdMFoxf2tvkHL3lQnfEfoWyEui7NIXDGszL04tj3kSse_a_BaOYVisdtzwsBY28vHXiDqn/s1600/fibromiyalji+egzersiz+resimli.jpg" height="122" width="320" /></a> Fibromiyalji hastalığına sahip bir kişiye egzersiz yapmak başlarda çok zor gelebilir. Ancak, bir hafta on gün kadar bir süreden sonra semptomlarda çok ciddi düzelmeler görülür.<br />
Önemli olan noktalardan birisi, yavaş bir başlangıç yapmak. Hiç egzersiz yapmayan birisi için ise, bu sadece gün içerisine daha fazla fiziksel aktivite katmaktan ibaret dahi olabilir. Vücudunuzu dinleyin; egzersize başlayan çoğu insan, özellikle genç yaştakiler, çok erkenden tempo arttırmaya çalışıp, vücutlarını gereksiz yorabiliyor ve bu da fibromiyalji semptomlarını daha da alevlendirebiliyor.<br />
Herkesin yapabileceği fibromiyalji egzersiz hareketlerinin gösterildiği güzel bir video var. Videodaki hareketleri antrenörle aynı anda yapmaya çalışıyorsunuz. Hareketler yediden yetmişe herkesin yapabileceği kolaylıkta. Lakin, önceden de bahsettiğimiz gibi anahtar nokta, bir an önce en yüksek tempoya ulaşmak değil, olabildiğince vücudumuzu dinleyerek, bu egzersizleri vücudumuz için bir terapi kabul ederek yapmak.<br />
İşte videonun linki: <b><i><a href="http://www.youtube.com/watch?v=whCyiHtqeKU" target="_blank">BURADA!</a></i></b>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-74749273853002459052013-12-27T07:13:00.004-08:002013-12-27T07:26:57.501-08:00En İyi Şehir Portalı Kent portalları, bulundukları kentin sesini daha büyük kitlelere duyurmak isteyen internet girişimcileri tarafından açılan, o şehirle ilgili her konuda bilgi vermeyi amaçlayan dijital medya sistemleridir.<br />
Biz de bu yazımızda beğendiğimiz şehir portallarından bir tanesini tanıtalım istedik. İnternette en iyi şehir portalları arasında gösterilen bir site: <a href="http://www.izmirde.biz/" style="text-decoration: underline;" target="_blank"><b>İzmirde.biz</b></a><br />
İzmir'in en iyi ve en çok kullanılan kent rehberi olma amacıyla 2009 yılında hizmete başlayan sitenin genel koordinatörlüğünü Ertan Kara yapıyor. Faaliyete başladığı günden beri kalitesini sürekli arttıran izmirde.biz, çok kısa süre içinde İzmir'in en iyi şehir portalı olarak anılmaya başladı. Kısa sürede İzmir'in birçok saygıdeğer devlet ve özel kuruluşları tarafından da, internette seslerini duyurmak amacıyla kullanılır ve bu kuruluşlardan, aktivitelerinin duyurulması için istek yapılır hale geldi.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5Y8vZItx-VxgJcORT6_ZKI1qm4J6CuHp5voeDQminZ4qCckKUqT2jv8enDm7kUvdaVpinTQ26YBxg0q3SX2-nEtInYojPqBEOPYYfuMVHbG7wX-qnFC6n9YGc9gzNxfs2GdxUq5Js3Nsv/s1600/en-iyi-sehir-portali.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5Y8vZItx-VxgJcORT6_ZKI1qm4J6CuHp5voeDQminZ4qCckKUqT2jv8enDm7kUvdaVpinTQ26YBxg0q3SX2-nEtInYojPqBEOPYYfuMVHbG7wX-qnFC6n9YGc9gzNxfs2GdxUq5Js3Nsv/s1600/en-iyi-sehir-portali.jpg" height="147" width="320" /></a></div>
Site bir kent rehberi olarak işini güzel yapıyor. Çok geniş yelpazede, yoğun içerik sunuyor. İzmir'in ve İzmir'de bulunan binlerce yapının adresleri online haritalarla ve referanslarla veriliyor. Ayrıca İzmir'in o gün için ayrıntılı hava durumu, İzban ve metro kalkış saatleri, toplu ulaşım ile alakalı güncel bilgiler, İzmir ile ilgili her türlü güncel haber, seyahat, konaklama, gezilecek yerler ve bu yerlere alakalı objektif yorumlar sunuluyor. Kısacası hem İzmir'de yaşayanlar için, hem de İzmir'e herhangi bir maksatla kısa süreli uğrayacaklar için çok kullanışlı ve faydalı bir şehir portalı <u>İzmir'de biz</u>.<br />
İnternetteki şehir portalları arasında da çok saygın bir yeri olan İzmirde.biz kent rehberinin uzun yıllar İzmirlilere hizmet vermesini umuyoruz.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-12436122320058240432013-12-12T15:08:00.000-08:002013-12-12T15:47:39.853-08:00Superbia in Proelio<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuPE6eyqFMokjKF7FHMpzmCkWSXXXRxheLSKarJDHWQGvk8xxcn_vcSiLVZetnt3R9gk98WtwH64dCqJtvIMGas4QjOstOruD0nhI83XAWE281QH_0_SQ9gR4pN_fEAUQjVQc4DUJ04sPE/s1600/superbia+in+proelio.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhuPE6eyqFMokjKF7FHMpzmCkWSXXXRxheLSKarJDHWQGvk8xxcn_vcSiLVZetnt3R9gk98WtwH64dCqJtvIMGas4QjOstOruD0nhI83XAWE281QH_0_SQ9gR4pN_fEAUQjVQc4DUJ04sPE/s1600/superbia+in+proelio.jpg" /></a></div>
Geçen bi kulüp armasında gördüğüm ve çok hoşuma giden Latince bir ibare "<b>Superbia in Proelio</b>". Manchester City futbol kulübünün motto'su imiş. Tabi araştırdık ettik ne kadar sadıklarmış bu ifadeye diye, pek parlak çıkmadı. Yüz milyonlarca euro'yu bastırıp oyuncu almanın savaşmayla, mücadeleyle pek bi alakasını göremiyorum. Efenim, bizler bu kulüp gibi olmayalım inşallah da, hayatta kendimize şiar edindiğimiz veciz ifadelerin manalarına sadık kalalım, onları yaşayalım.<br />
<b>Superbia in Proelio;</b> İngilizce karşılığı "Pride in Battle". Beni cezbeden şey ise, ifade ettiği hakikat. Yani, asıl azamet, görkem, asıl üstünlük, yükseklik; savaşmakta, mücadele etmektedir. Biz aczimiz itibariyle muvaffakiyete elimiz yetişmeyebilir. Zaten bir şeyi başardığımızda da bu kendi fiilimiz değildir. İnsanın asıl bakması gereken nokta, ne kadar mücadele ettiği ve mücadele edebileceği son noktaya kadar savaşmaktan vaz geçmemesidir. Tabi bu mana çok değerli olması hasebiyle mazhariyeti de bi o kadar zordur. Zira biz insanlar fıtraten acul varlıklarız. Kendimize hedef ittihaz ettiğimiz şey noktasında bir mücadeleye giriştik mi semerelerini hemen almak isteriz. En sabırlı bünyeler dahi bir gün muvaffak olacağı düşüncesiyle, ümidiyle devam ederler çalışmalarına. Lakin bu ifade, mücadeleyi, çalışmayı, başarmanın önünde tutup, çalışmaya daha büyük bir paye veriyor; hakikatte kazanacağın üstünlük ve yükseklik, gösterdiğin gayrette, verdiğin mücadelededir diyor. Gerçekten çok güzel.<br />
Uzun süredir yazı eklememiştik bloga. Bi arada acele ile müşevveş oldu ama kusura bakmayın artık. Sağlık selamet diliyoruz.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-60737563333267552832013-10-15T16:22:00.004-07:002014-01-24T10:01:42.752-08:00Tumblr Açtım Ben Pek fazla vakit harcayamıcaz ama neden olmasın dedik, tumblr'a da el attık. Zira görsel ve animasyon ağırlıklı bloglama için blogger çok eksikti, biz de bu boşluğu tumblr ile dolduralım dedik. Bu sefer siteyi kendi adıma açmış bulunuyorum. Tumblr sayfama <a href="http://tumblr.com/" target="_blank">BURADAN</a> ulaşabilirsiniz.<br />
<div>
Sitede benim ve diğer arkadaşların paylaştığı gönderiler olacak. Çağa ayak uyduruyoruz. :)</div>
<div>
Tumblr'da gezerken çok güzel bloglara rastlıyorum. Bunlardan biri, tıp fakültesi öğrencilerinin yaşadıklarını küçük animated gif'lerle çok güzel anlatan <a href="http://chroniclethis.tumblr.com/" target="_blank">chronicle this</a> adlı tumblr blogu. Siteyi hazırlayan kişinin mizah anlayışı çok iyi gerçekten. Kendisi Amerika'da okuyan bir tıp fakültesi öğrencisi. Tıp fakültesinde bazı durumlardaki ruh halinizi o kadar iyi anlatmış ki, yazıyla anlatmaya kalksanız belki bir sayfa yazmanız gerekir. Ama animated gif'lerle bir iki saniyelik bi görüntü ile halinizi çok iyi anlatmış.</div>
<div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgw20YE4rdeFPc8PgJuDm60_0HNcGJIxkqk2mXvdn930oDYvWUaVZqfKqvuiT9CeLB8sNoFnqGDWMsS7vzEV_CNbEDKJIix16c7qL_Zp7eP-_VQG8p_KRBSQhv3AJ6g_5tcI_yo41tD2_gT/s1600/cicek+resmi+hd.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgw20YE4rdeFPc8PgJuDm60_0HNcGJIxkqk2mXvdn930oDYvWUaVZqfKqvuiT9CeLB8sNoFnqGDWMsS7vzEV_CNbEDKJIix16c7qL_Zp7eP-_VQG8p_KRBSQhv3AJ6g_5tcI_yo41tD2_gT/s1600/cicek+resmi+hd.jpg" height="250" width="400" /></a> Bi de bi noktaya değineyim, her nimette olduğu gibi internetin de ve internet içindeki programların da nasıl kullanılacağı bize kalmış. Siz tumblr açıp içine bilim, kültür veya çeşitli güzellikleri koyabilir, terakkiye alet edebilirsiniz; tutup insanı alçaltacak içerikler ile de meşgul olabilirsiniz. Malum, tumblr en güzelinden en çirkinine her şeyin içinde bulunduğu çok geniş bi siber alem. Dikkat etmeli.<br />
Hayat kısa, güzel düşünüp güzel işlerle meşgul olmak lazım.</div>
<div>
Şimdilik benden bu kadar.<br />
<br />
(Tumblr ile bir süre uğraşamıyoruz :s )</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-83270540521684745002013-10-15T15:36:00.004-07:002013-10-27T10:26:17.454-07:00Çalışmak Gibisi Yok Çocuk stajı, tusa çalışma, diğer arkadaşların da şark vazifesi ve sair meşguliyetlerinden mütevellit uzun süredir yazı yazamadık blogumuza. Ben de kurban bayramı münasebetiyle bir boşluk bulup klavyenin başına geçtim iki satır yazayım diye. Kurban bayramınız mübarek olsun.<br />
Türkiye de Hollanda'ya yenildi bugün, Brezilya'ya gitme umudu kalmadı. Bugün maçı izlerken gördüm ki bizim topçular karşı takımdakiler kadar çalışmamışlar. Evet bi ümit, heyecan, motivasyon ve coşku görüyorsunuz ama sıkı çalışmadıkları da her hallerinden anlaşılıyor.<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-5aqDEJPjt8Ms0bVWgXm42dlLsd_yPIllVAUcvvpdwnT6-ytE_iV1IxMV8S6-Phoi2qdbZ-2anpszGnQ2VlZRMwCFGHdOYztKxAsh8ieBaWe3dIMRCv8kcQdOVw-D4F0IXDQvFjkg_evj/s1600/siki+calis+dua+et.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj-5aqDEJPjt8Ms0bVWgXm42dlLsd_yPIllVAUcvvpdwnT6-ytE_iV1IxMV8S6-Phoi2qdbZ-2anpszGnQ2VlZRMwCFGHdOYztKxAsh8ieBaWe3dIMRCv8kcQdOVw-D4F0IXDQvFjkg_evj/s1600/siki+calis+dua+et.jpg" /></a> Bu çalışma mevzusu bi süredir gündemimdeydi. Ben de bu 9 günlük tatilde şu ilk 5 gün toplamda 1 saat belki çalışmışımdır. Ve içimde bi sıkkınlık, neşesizlik var; hiçbir şey yapmak gelmiyor içimden. Şu çok mühim bir hakikat ki, çalışmak gibisi yok. Ne zaman sıkı çalışıyorsam, kendimi, dünü ve yarını, olmuşu olacağı, her şeyi bi tarafa bırakıp sadece çalışmakta olduğum mevzuya kendimi adayacak derecede kendimi kaptırdıysam çalışmaya, hayat işte asıl o zaman bi farklı güzel. Ben dahi farklıyım o zamanlarda; her şeyi, günü, zamanı, etrafımda olup biteni bile farklı görüyorum. Uykularım bile farklı oluyor, sabahleyin dinlenmiş şekilde kalkıyorum. En çok hiç çalışmadığım günlerin ertesinde yorgun uyanıyorum.<br />
Bir büyük insan çok güzel ifade ediyor atalette geçen zamanı, günleri. Öyle geçen zamanlar diyor; adem ve yokluğu ve hiçliği ihsas edip sıkıntı verir. Hayatın kıymetini tenzil eder. Ömrün lezzetini sıkıntıya kalbeder.<br />
Çalışırken ise (yaptığın işe kendini vermek şartıyla) zaman geçsin istemiyorsun, ömrünün, vaktinin kıymetini ihsas ediyor. Atalet ise ömrü acılaştırıyor.<br />
Demem o ki, ne kadar çok ve sıkı çalışırsak o kadar iyi, hayat o kadar lezzetli. Bunun hakikatini yaşamak istiyorum. Kurban bayramınız mübarek olsun.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-20598945120845850412013-08-29T04:45:00.000-07:002013-08-29T04:48:45.470-07:00En İyi Dil Öğrenme Sitesi<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;">Yabancı dil öğrenmek, çok değerli,
lakin bir o kadar da zor bir iş. İnternette bu işi kolaylaştırmakta yardımcı
olabilecek birkaç iyi yabancı dil öğrenme sitesi mevcut. Bu yazımızda bu
sitelerin listesini değil, içlerinden en beğendiğimiz siteyi tanıtacağız. Bu
site, yabancı dil öğrenmek hususunda sizlere faydalı olacaktır diye umuyoruz.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgovyPi2K4gaUy9g_MyCqOcmZk57O8_BvRuIC7dREgw_2nUsPTybp45e4bIcsPDXCXQSDsVTQzhBRYyKsxNo7Ua5MDdtSIP_Vi_gdUBszr_iKIUxY_UIOOkIK9PhPATCnzcgdyVXs4zfCdR/s1600/dil+ogrenmek.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgovyPi2K4gaUy9g_MyCqOcmZk57O8_BvRuIC7dREgw_2nUsPTybp45e4bIcsPDXCXQSDsVTQzhBRYyKsxNo7Ua5MDdtSIP_Vi_gdUBszr_iKIUxY_UIOOkIK9PhPATCnzcgdyVXs4zfCdR/s1600/dil+ogrenmek.jpg" height="177" width="320" /></a><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> İş hayatında ve sosyal hayatta, başta
İngilizce olmak üzere yabancı dil bilmek çok önem verilen bir husus. Bir kişi
İngilizce biliyorsa, bir de İngilizce dışında başka bir lisanı da akıcı
konuşabiliyorsa rakiplerinden birkaç adım öne geçiyor ve aranan eleman oluyor.
Özellikle Korece, Çince gibi zor ve az bilinen diller bu hususta çok önemli.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> İnternette dünyanın birçok dilini öğrenme
fırsatı sunan çok güzel bir site var. İngilizceden Koreceye, İspanyolcadan
Rusçaya, Fransızcadan İbraniceye kadar onlarca dil mevcut sitede. Sitenin adı
<a href="http://livemocha.com/" target="_blank">LIVEMOCHA</a>. Siteye girdiğiniz zaman önünüze üç seçenekli bir tablo çıkıyor.
Learn, teach ve explore. Eğer sitede uzun süre kalmak ve bu siteyi uzun vadeli
kullanmak düşünceniz varsa sağ üst köşede “create an account” kısmından siteye
kaydolun. Siteye kayıt ücretsizdir.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhves7x1XbyO5YcsduiHulSCV0HOs_VLZYY1yzSV_hsLg5hZF_s0RJWxp79zXmkobYmIBAHX-9PB_uWm9ZCvduNkDN-GI7siCu-UXNn5ZXzEYLQmY76RdxTWZYLeHLAsG8Fn1mVbaJDT2JV/s1600/livemocha.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhves7x1XbyO5YcsduiHulSCV0HOs_VLZYY1yzSV_hsLg5hZF_s0RJWxp79zXmkobYmIBAHX-9PB_uWm9ZCvduNkDN-GI7siCu-UXNn5ZXzEYLQmY76RdxTWZYLeHLAsG8Fn1mVbaJDT2JV/s1600/livemocha.jpg" height="209" width="320" /></a><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Sitedeki kayıt işlemlerini tamamlayıp “sign
in” dedikten sonra site size hoş geldin diyor ve profil resminizi seçmeniz için
seçenekler sunuyor. Siteye kaydolurken size ilk öğrenmek istediğiniz, üzerinde
ilk uğraşmak istediğiniz dili soruyor. Şimdiki safhada ise size bu dili şu anda
ne kadar iyi bildiğinizi soruyor.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpTx7hZmh4IIp6iIw-DkNA0XxPZ-NugnjDA6ezD1HHCAXCxzpMTSJRRIMzRcfv6uxTfPqn-IggOr6aGo_vY9tKz6WXEks_LgA_EM8Xc1u6XpJe4wWT4fL3DaPX5UFrJ-9X8h9A708Xh1EW/s1600/livemocha+logo.png" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhpTx7hZmh4IIp6iIw-DkNA0XxPZ-NugnjDA6ezD1HHCAXCxzpMTSJRRIMzRcfv6uxTfPqn-IggOr6aGo_vY9tKz6WXEks_LgA_EM8Xc1u6XpJe4wWT4fL3DaPX5UFrJ-9X8h9A708Xh1EW/s1600/livemocha+logo.png" /></a><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"></span><br />
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></span>
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Bu kısmı tamamladığınız vakit yeni dersler
almak için site size seçenekler sunuyor. Sitenin bir güzel tarafı da, sitenin
içinde işe yarayan bir puan sistemi bulunması. İnternette dil öğrenmeye
çalışırken en çok eksikliği yaşanan şey bir öğretmendir. Yani iletişim
kuracağınız bir insanın olmayışı. Livemocha ise dil öğrenmek için kurulmuş bir
facebook gibidir. Siz de yabancıların Türkçe öğrenmelerine katkıda bulunup
puanlarınızı arttırabilirsiniz.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Livemocha,
dil öğrenme konusunda internetin tüm dünyada açık ara 1 numaralı sitesidir. Siz
de bu siteden faydalanarak günde 15-20 dakikayla İngilizce ve diğer yabancı
dillerde kendinizi geliştirebilir, hatta yabancı dil öğrenmeyi bir hobi
edinebilirsiniz.<o:p></o:p></span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-82922927665433085212013-08-26T17:23:00.000-07:002013-08-29T03:28:40.703-07:00Yaşam Tarzımı Değiştirmek İstiyorum<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Yaşam Tarzını
Değiştirmenin Yolları<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> </span><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">“Sürekli yaptığımız
şey neyse, biz oyuz. Öyleyse, mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır.”
Bu söz Aristoteles’e ait.</span><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;"> </span><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%;">Bizi biz yapan
şey alışkanlıklarımız. Bu yüzdendir ki onları değiştirmek çok zor.</span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOCV8g1q5QGEMsWTN_zltQp76j_gk95kMkwxS72MlC53aleMHRaDSRqCmpn5M6lrP3IJQOkYLq0nUR_t7dCp95spBG0YH2JwIodqLl9H9bv6UERzpCbKdqLmgsjd9-kIQj4YOKI7RTS1xf/s1600/aliskanliklar.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOCV8g1q5QGEMsWTN_zltQp76j_gk95kMkwxS72MlC53aleMHRaDSRqCmpn5M6lrP3IJQOkYLq0nUR_t7dCp95spBG0YH2JwIodqLl9H9bv6UERzpCbKdqLmgsjd9-kIQj4YOKI7RTS1xf/s1600/aliskanliklar.jpg" height="205" width="320" /></a><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Bugün bu mevzu
üzerine düşündüm biraz da; hayattaki en zor şey bir alışkanlığı bir başkasıyla
değiştirmek. Sonra bize zarar veren ya da daha iyileri ile değiştirsek çok daha
faydalı olacak alışkanlıklar nasıl değiştirilir diye düşündüm. Kendimden
bahsetmiyorum lakin bi mukaddime olsun, birkaç örnek vereyim: Sigara içen
birinin sigarayı bırakması, çok yağlı ya da fast food yemekler tüketen birinin
yağsız ve yeşil ağırlıklı yemeye başlaması, abur cubur tüketen birinin buna tamamıyla
son vermesi, hiç spor yapmayan birinin düzenli spor yapmaya başlaması, haftada
30-35 saat bilgisayar – televizyon başında vakit geçiren birinin bunu bırakıp
aynı süreyi kitap okuyarak ve diğer kendini geliştirecek aktivitelerle
değerlendirmesi, gece geç yatıp öğleyin kalkan birinin gece erken yatıp sabah
erken vakitte kalkması, gereksiz para harcayan birinin muktesit davranmaya
başlaması…<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Özellikle zararlı
ya da en azından zaman kaybı olan bir davranışı yararlı şeylerle değiştirmek
çok zor. İnsanın gayret etmesi, dişini sıkıp sabretmesi gerekiyor.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> “Tüm insanların
aslı aynıdır. Onları birbirinden ayıran alışkanlıklarıdır.” –Konfüçyus<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Alışkanlıkları
değiştirmek her daim sabır ve kararlılık gerektiriyor. Meyvesini almaya
başladığınız andan itibaren zaten bir mutluluk kaplıyor içinizi. Ben de yapmak istediğim bazı değişikliklerden bahsetmek istiyorum burada. Zira biz en
çok kendimiz için blogluyoruz. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8eLsY6lOUl_9zdO8YiYaTxa6MZDw15y2ncAN-Dy-Te6SdwkNQyfW3ed8DJdubKK-MzF3raiO-EzpF2jTbWCsSSZ7jyDk31FSkt5nU0uP5zaqoQMwqO2tJZkxAkIFJCn47ZDBu2NJhO__t/s1600/yasam+tarzi.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8eLsY6lOUl_9zdO8YiYaTxa6MZDw15y2ncAN-Dy-Te6SdwkNQyfW3ed8DJdubKK-MzF3raiO-EzpF2jTbWCsSSZ7jyDk31FSkt5nU0uP5zaqoQMwqO2tJZkxAkIFJCn47ZDBu2NJhO__t/s1600/yasam+tarzi.jpg" height="178" width="320" /></a><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Sabah güneşten önce
kalkmak ve tekrar yatmamak. Elbette bunun için çok erken yatmak gerekiyor.
Lakin imkansız değil. Eskiler hep güneş doğmadan önce kalkarlarmış. Seher
vaktini en güzel şekilde değerlendirirlermiş. En güzeli de o zaten.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Sıfır fast food.
Yeşillik ağırlıklı beslenme. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Spor yapma
alışkanlığı. Bu alışkanlığım zaten var ama iş temposu arttığı zamanlarda bazen
bırakabiliyorum. Spor yapmayı hayat tarzının bir parçası haline getirmek bir
başka tabi.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Şehir dışına çıkıp
seyahat etme. Periyodik olarak bunu yapabilirsem çok tatlı olucak. </span><span style="font-family: Wingdings; font-size: 12.0pt; line-height: 115%; mso-ascii-font-family: Calibri; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-char-type: symbol; mso-hansi-font-family: Calibri; mso-hansi-theme-font: minor-latin; mso-symbol-font-family: Wingdings;">J</span><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Daha fazla okumak.
Sıfır televizyon . Minimum internet. Okumayı zaten seviyorum. Lakin internet
karşısında zamanı unutunca (özellikle bazı blogger arkadaşların bloglarında)
okumaya ayırdığım vakit azalıyor. Dikkat etmek lazım.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Böyle böyle daha
çok yazarım. Lakin kitap okuyasım var. ;)<o:p></o:p></span></div>
<br />
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 12.0pt; line-height: 115%;"> Sonraki yazılarda
buluşmak üzere… <o:p></o:p></span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-16864902890900353902013-08-23T16:03:00.000-07:002013-12-21T07:15:46.533-08:00Okuma Aşkı<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 13.0pt; line-height: 115%;"> Jorge Luis
Borges’in çok güzel bir sözü var. Okuma iştahının içimde kaynadığı zamanlarda
ben de böyle hissederim. “Cennet’i her zaman bir çeşit kütüphane olarak hayal
etmişimdir.” diyor Borges. Geniş zamanlarda, yani yapmam gereken başka bir şey
yokken, güzel bir çay demleyip kitabımı elime aldığım zaman cennetsi bir haz
alırım bundan. Saatlerin nasıl geçtiğinin farkına varmaz insan. Bir oturuşta
bir kitabı bitirmek, hele kendini, zamanı unutup; muhteşemdir.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 13.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjszmVhwdgH6aqrd2dzNnF3z_7BWEFffuclMHWbJqciw_eMvUN6U3xT-56OIXvjPOfIdgD6idu5upBuceeBlV2H_O6zdhc-vwfqyC2bdtXfk9NvQbybkO62YXz7RfunGyPICVo3ss9ajt7i/s1600/okuma+sevgisi.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjszmVhwdgH6aqrd2dzNnF3z_7BWEFffuclMHWbJqciw_eMvUN6U3xT-56OIXvjPOfIdgD6idu5upBuceeBlV2H_O6zdhc-vwfqyC2bdtXfk9NvQbybkO62YXz7RfunGyPICVo3ss9ajt7i/s1600/okuma+sevgisi.jpg" height="87" width="200" /></a><span style="font-size: 13.0pt; line-height: 115%;"> İyi bir kitabın lezzeti hayattaki en tatlı
şeylerden biri gerçekten de. Bir romanın dünyasında kendimi kaybetmek,
romandaki karakterlerle en iyi arkadaşlar gibi samimi hale gelmek, sabah
kahvaltıdan sonra ya da yatmadan önceki son birkaç saat koltuğumda oturup bir kitabın
sessizliğinde kaybolmak, bütün bunların verdiği keyif gerçekten benzersiz.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 13.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 13.0pt; line-height: 115%;"> Lakin şu da var ki, her güzel haslet gibi
okuma aşkı da çok çabuk kayar insanın ellerinden. Kaybedince o sevgiyi, tekrar
yakalamak için gayret gerekir. Okuma alışkanlığı, atıl bırakıldıkça atalete
sarılan, çalıştırıldıkça da daha çok çalışma hevesiyle dolan bir fabrika gibi
beynimizde. Bunun için o fabrikayı, okumaktan aldığımız lezzetin de azalmaması
için ayrıca, daim işler halde tutmak lazım.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 13.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 13.0pt; line-height: 115%;"> Yazıma Nora Ephron’un sözleriyle son vermek
istiyorum. “ Okumak her şeydir. Okumak bana bir şey başardığımı hissettirir,
bir şeyler öğrendiğimi, daha iyi bir insan olduğumu. Okumak beni daha zeki
yapar. Okumak bana sonrası için konuşulacak şeyler verir. Okumak benim dikkat
eksikliğimin kendini tedavi ettiği inanılmaz derecede sağlıklı yoldur. Okumak
kaçıştır, ve kaçmanın tersine o, işleri yoluna koymaya uğraştığınız bir günün
sonunda gerçekle bağlantı kurmaktır, ve fazlasıyla gerçek bir günün sonunda
birinin hayaline dokunmaktır. Okumak mutluluktur.”<o:p></o:p></span></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-1596263271746109382013-08-22T09:06:00.004-07:002013-08-24T06:51:28.712-07:00Clair de Lune Bugün Claude Debussy'nin 151. doğum yıldönümü vesilesiyle google, ana sayfasında onun Clair de Lune; "ayışığı" eserini çaldı. Ayrıca müzikle uyumlu çok şirin bir animasyon da yapmış. Benim de çok sevdiğim, gözlerimi kapatarak keyifle dinlediğim bu besteyi hatırlamama vesile oldu ve blogumda yer vermek istedim.<br />
Clair de Lune, ruhu okşayan, insanı dinginlikle saran bir beste. Sakinleşmek, rahatlamak istediğiniz, kafanızı düşüncelerden arındırıp kendinizle baş başa kalmak istediğiniz vakitlerde bunu yapmanıza yardımcı olacak bir başyapıt.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/-LXl4y6D-QI?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div class="" style="clear: both; text-align: left;">
<br />
Debussy'den sonra bestenin solo piyano dışında versiyonları da yapıldı. İçlerinden en beğendiğim David Oistrakh'ın piyanoya kemanla eşlik ettiği. Bestede diğerlerinin kaçırdığı incelikleri yakalamış Oistrakh. Onun videosunu da verip, burada noktalayayım.<br />
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/SKd0VII-l3A?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<div style="text-align: center;">
<br /></div>
<div style="text-align: center;">
<br />
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_n2AvnJrPRd8oyO_IACvIvZPN9GxquYQ6liCx4Q5MJvme66e8mBkEM8QwiiETrCH4zg7X2Ebt2xHdT195iDz6i6AeH7XNhVTros_J_FlxOIqRttDhK9rafkJe4HUZ-3rLN_EbqdrnN7Zj/s1600/ayisigi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_n2AvnJrPRd8oyO_IACvIvZPN9GxquYQ6liCx4Q5MJvme66e8mBkEM8QwiiETrCH4zg7X2Ebt2xHdT195iDz6i6AeH7XNhVTros_J_FlxOIqRttDhK9rafkJe4HUZ-3rLN_EbqdrnN7Zj/s1600/ayisigi.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: left;">
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-2832347389961812292013-08-13T06:17:00.002-07:002013-08-13T06:17:20.257-07:00Evolution of Philosophy<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNx8cxZSkBg4H0q48gfR1Snx-1MaM8pPaBbSDdu-gRfKLiPXpi-m50rre8DE1KqMkCrIUTFMyg-sMzvmVVvfQJBDLGcidGYKdExAQkICHtyBJvjO2MYIk1aazr3_BwlebEVl4XpD3bTVwP/s1600/soru+isareti.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNx8cxZSkBg4H0q48gfR1Snx-1MaM8pPaBbSDdu-gRfKLiPXpi-m50rre8DE1KqMkCrIUTFMyg-sMzvmVVvfQJBDLGcidGYKdExAQkICHtyBJvjO2MYIk1aazr3_BwlebEVl4XpD3bTVwP/s1600/soru+isareti.jpg" height="214" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidwbHpMY9xXtCzXzp-a3oxoi8lhpTMRr7rsENFzengZ3O9-I6PswEIPyQRt1g_e6O-0o4ruK3SJqksQh2oNQSAa4phDfgOtvlHLWZdDXwSRQfpZv09Zf29Ogv_Vj0jLCX8JF0OJB5MEn_g/s1600/felsefe-dusunmek.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEidwbHpMY9xXtCzXzp-a3oxoi8lhpTMRr7rsENFzengZ3O9-I6PswEIPyQRt1g_e6O-0o4ruK3SJqksQh2oNQSAa4phDfgOtvlHLWZdDXwSRQfpZv09Zf29Ogv_Vj0jLCX8JF0OJB5MEn_g/s1600/felsefe-dusunmek.jpg" height="640" width="478" /></a></div>
<br />
<br />
<br />
:)))Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-46072644293823512322013-08-12T13:06:00.000-07:002013-08-12T13:06:56.199-07:00Youtube Neyin Havasında? Gezi olaylarının başlangıcından beri internette dikkatimi çeken mevzulardan biri de youtube ile alakalı oldu. Youtube ana sayfasında her gün; gezi olayları ile ilgili ya da değil, polisi kötülemeye, hükumete hakaret etmeye yönelik videolar yayınlanıyor.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8SEmm_b82vCCuS0_X_2Ah_juH1GWq6aIaZVZsbfhshinVvzC2hd6Nu01bCu8O-XtGJMIteS_r9V6X-z-O3gfhZT73-uew7u5G5oSzYCj4K5zHRlbTFE8b79sVI_9ZrVyZbOpX_K8wHFMk/s1600/youtube-kim.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8SEmm_b82vCCuS0_X_2Ah_juH1GWq6aIaZVZsbfhshinVvzC2hd6Nu01bCu8O-XtGJMIteS_r9V6X-z-O3gfhZT73-uew7u5G5oSzYCj4K5zHRlbTFE8b79sVI_9ZrVyZbOpX_K8wHFMk/s1600/youtube-kim.jpg" height="86" width="200" /></a></div>
Normalde sitenin şablonunda ana sayfada müzik, oyun, spor ve ayrıca "popüler" kategorilerinde o haftanın en çok izlenen videoları yer alır. Lakin bu Gezi olayları başladı başlayalı ana sayfada eylemcilerin, ulusal kanalın videoları çok yer kaplar oldu. Onun dışında başbakanı ve hükumeti kötüleyen videolar da ana sayfada çok uzun süreler kalıyor. Hayır, ana sayfada kalmasına rağmen bakıyorum izlenme sayılarına, ekseriyetle birkaç bini geçmiyor. Lakin videolar orada durmaya ediyor. Ve bu olayların başlangıcından beri bu durumun devam etmesi...internetin açık ara en büyük video izleme sitesi tarafından bu kadar aşikar yapılması... Youtube'un ülkemizi ne kadar sevdiğini, ülkemizin anarşi ve kaos ortamından uzak olmasını ne kadar arzuladığını, vatanımızın birlik ve düzenini ne kadar önemsediğini kör gözlere de gösterdi(?!).<br />
Bir de bu videoların altında milletin birbiriyle, en ağır küfürlerle tartıştığını görürsünüz ki; bir milletin evlatlarının bir videonun altında bu derece öfkeyle birbirlerine küfürler ve hakaretler yağdırmalarını gören youtube sanırım çok üzülmektedir.<br />
Ülkenin ekseriyetini oluşturan hakperestlerin yapması gereken şey de aktif sabırdan başka bir şey değil aslında. Bu videolara girip anarşi yanlılarına, bir videonun altına yazdığı yazıyla hadlerini bildirmeye çalışmak, bir saflık ve ahmaklık göstergesinden başka bir şey değil diye düşünüyorum.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-62380605918637324432013-06-28T16:21:00.002-07:002013-06-28T16:52:32.997-07:00Soñar No Cuesta Nada<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_wt5GW9mHMKxZPbeKTw80RPnWiRYnW-68Itvw_ESrnG_DiD2Mix5Z4-LFsu6OqeQRv0WIwtmJT9M1a_Bub1FMyBbLyRTXReG5FGr3halmBz1VPPAD4Zgi8ztmp3y1g-XoTwfINcFNszX_/s1131/hayal-etmek.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj_wt5GW9mHMKxZPbeKTw80RPnWiRYnW-68Itvw_ESrnG_DiD2Mix5Z4-LFsu6OqeQRv0WIwtmJT9M1a_Bub1FMyBbLyRTXReG5FGr3halmBz1VPPAD4Zgi8ztmp3y1g-XoTwfINcFNszX_/s1131/hayal-etmek.jpg" height="200" width="320" /></a> Hayal etmek, hiçbir şeye mal olmaz. Başlık İspanyolca'da, bu manaya geliyor. Geçenlerde, tam da sınava çalışırken aklıma hayaller takıldı, böyle harıl harıl çalışmam gereken zamanlarda da hayal gücüm çok kuvvetlenir, boş zamanımda ne kadar kassam kuramayacağım güzellikte, mutluluk veren hayaller, ben istemeden gözümün önüne gelir. Ben de hemato senin endokrin benim demem gerekirken, bu yüksek albenili hayallere kendimi kolaylıkla kaptırıveririm. O kadar tatlı olur ki bu hayaller, bana o kadar mutluluk verir ki, içinden çıkılmaz bir hal alır bu hayal kurma eylemi. Bazen rüyalarımda da görürüm hatta. Vücutta uzun süre salgılanan serotonin bi zaman sonra dikkat dağınıklığı, çabuk duygu durum değişiklikleri gibi bozukluklara yol açar. Ben kendime şiddetle telkin edip, artık bu hayalleri kurmayacağım diye efor sarf etmedikçe de durmaz bu hayal kurma eylemi. Allah'tan bir haftaya kalmadan aklım başıma gelir de, zor da olsa toparlanırım. O bir haftanın sonunda da, kaçan bir haftaya yanarım. Sonuçta, değerli zamandır giden.<br />
Diyeceğim o ki, hayal etmek tam anlamıyla bedava değil. Dünya hayatı kısa, yapılacak işler pek çok. Dünya, insanın her daim tetikte olmasını gerektiren bir yer. Nöbet yerinde, el tetikte beklerken de hayal kurulmaz ya.<br />
Bu durum bende iki senede bir falan oluyo. Bittiği zaman önce kendimi biraz sefil hissediyorum. Sonra daha rasyonel düşünmeye başlıyorum. Kısa sürede de düzeliyorum çok şükür. Lakin dediğim gibi, dünyada hayal kurmak bile bedava değil.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-26359251628372064092013-06-13T16:17:00.000-07:002013-06-25T01:32:31.449-07:00Discombobulate<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1QBPyBK5I0-MuVsfucMf7L89_95SrNdr5gKlCz_qmwiqyLKoPToPzBcXLPEdp9utStTMLaJNXrgkodHprp-H4HdvRKSZxCO_XyV17pRWWh-cyIkleM2qg0VkSy0dvqpq5_gweeSR4MqTf/s1600/DISCOMBOBULATE.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg1QBPyBK5I0-MuVsfucMf7L89_95SrNdr5gKlCz_qmwiqyLKoPToPzBcXLPEdp9utStTMLaJNXrgkodHprp-H4HdvRKSZxCO_XyV17pRWWh-cyIkleM2qg0VkSy0dvqpq5_gweeSR4MqTf/s1600/DISCOMBOBULATE.jpg" /></a> İngilizce "<b>discombobulate</b>" sözcüğü, Sherlock Holmes filminde duymuştum, kulağa çok hoş gelen bir kelime. Tam Türkçe karşılığını bilmiyorum. Karşınızdakinin kafasını karıştırmak, onu yaptığınız bir şeyle net bir şekilde düşünebilmesini engellemek, onu şaşkınlatmak, sersemletmek anlamlarına geliyor. Ayrıca vocabulary.com adlı siteyi bulmama vesile olan sözcüktür. Harbiden kaliteli siteymiş; tarzı var. Bi de Sherlock Holmes'u de bi ayrı seviyorum.<br />
Discombobulate is a very fancy word for "<b>confuse</b>". When you are in a state that you don't know how to get from down, maybe you're <b>discombobulated. </b><br />
<b> </b>Siz de çok fena diskombobüle olduysanız; yorum bırakın.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-89172936006764465042013-06-13T12:43:00.000-07:002013-06-13T12:46:38.172-07:00Liverpool ve Everton Bugün nedense içimde bir yazma aşkı, aklıma gelen ilk şeyi yazıcam dedim kendi kendime. Heralde şu yaz günü sabah akşam çalışıyor olmanın verdiği bir "deşarj isteği". İnsan kendini bir yolla ifade etmek istiyor. Kısmet işte, aklıma ilk gelen <b>Merseyside derbisi</b> oldu. <b>Liverpool şehrinin takımları </b>Liverpool FC ve Everton FC. Merseyside adlı nehrin bir yanında Goodison Park, diğer yanında Anfield Road. Bir yanda kırmızılar, bir yanda maviler.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicxWWgTZkIHmI1RYRgGIOn-bFDbJsT79J8IeINrbacvW-6n_tpIGloR31_H-pe2b_4LjMy0xzoY-rxWg6mTQvSgOrKPWUbuEpBAtgV3_fj2_S3UDdqVGhjxIZ0HlSVIlo01AYJWYpeTQLP/s1600/liverpool+everton.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEicxWWgTZkIHmI1RYRgGIOn-bFDbJsT79J8IeINrbacvW-6n_tpIGloR31_H-pe2b_4LjMy0xzoY-rxWg6mTQvSgOrKPWUbuEpBAtgV3_fj2_S3UDdqVGhjxIZ0HlSVIlo01AYJWYpeTQLP/s1600/liverpool+everton.jpg" height="255" width="400" /></a></div>
Liverpool, herkesin Avrupa'daki başarılarından ötürü bildiği bir takım. 5 kez Şampiyonlar Ligi'ni müzesine götürmüş bir takımdan bahsediyoruz tabi. Öte yandan Everton ise, dünyada eşi benzerine az rastlanır bir "consistency" ( İngilizlerin tabiriyle) göstermiş bir ekip. 100 yıldan fazla İngiltere'nin en üst liginde mücadele etmişler. (Yandaki resimde Everton ve Liverpool takımlarının stadlarının yakınlığını görmektesiniz.)<br />
Merseyside derbisi genelde dostluk içinde, keyifli geçen bir derbidir. Ara sıra ligin yüksek tansiyonu içinde tatsızlıklar çıksa da İngiltere'de "Friendly Derby" olarak da anılan bu derbi, genelde bir şehrin iki kardeş takımının maçı havasında geçer.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-67401913282217798832013-05-30T05:01:00.001-07:002013-05-30T05:08:01.965-07:00Ellinci Yıl Marşı Yazarı<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgSPNipjNV7Fa13BB2hrcv8X7IxxdDoY6fBsjlqV1X_TzeS4NG4uhZ8F9bzNJ3Zb5aGKhgQjfszPAUJguphMawXGuatoOQKRj10y-vnJTmXUGRQ3q3sQ7z-HTUgm6cvzg_n6rCG-3zjg_H/s1600/bekir+sitki+erdogan.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhgSPNipjNV7Fa13BB2hrcv8X7IxxdDoY6fBsjlqV1X_TzeS4NG4uhZ8F9bzNJ3Zb5aGKhgQjfszPAUJguphMawXGuatoOQKRj10y-vnJTmXUGRQ3q3sQ7z-HTUgm6cvzg_n6rCG-3zjg_H/s1600/bekir+sitki+erdogan.jpg" height="200" width="150" /></a> Ellinci yıl marşını kim yazmıştır, ellinci yıl marşının yazarı kimdir?<br />
Ellinci yıl marşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ellinci yılı münasebetiyle yazılmış olup, şair Bekir Sıtkı Erdoğan tarafından kaleme alınmıştır. Bekir Sıtkı beyefendi, kendileri Kara Harp Okulu mezunudurlar. Fakat aynı zamanda Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nden de mezundurlar. Şiirlerinden bazıları bestelenmiştir. Elhasıl işte Ellinci Yıl marşının yazarı Bekir Sıtkı Erdoğan'dır.<br />
<br />
<br />
Yaa napiim 50. yazı çıkmadı birilerinden. Ben de al dedim ellinci yazı. Bi sonraki yazı Fırat'la ilgili olcak: Ben bunla bişiy yaparım ki. Ne alaka di mi. Birilerinin sayesinde.<br />
Soora silcem bu kısmı.<br />
<br />
....<br />
<br />
Yazmayı bilmiyor yaaaAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-44731944525127338572013-05-22T07:39:00.000-07:002013-05-22T07:39:43.528-07:00İngilizce Listening Alıştırmaları İngilizce dendi mi, listening mevzusu ayrı bi zordur. İngilizce listening anlamıyorum diyorsanız internette hazırlanmış İngilizce listening ve speaking alıştırmaları, bu zorluğu aşmak hususunda size oldukça yardımcı olabilir. Biz de, listening konusunda size yardımcı olması için İngilizce listening ile ilgili alıştırmalar ve dersler içeren, hatta sadece bu konuyla ilgili olarak hazırlanmış bir site önereceğiz.<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifCEZWaOVWXTyigjI_KtMxVEQDjQD-1epKS1V2X-dn8Z1f85ceqQ0bHrYDmsCqMibcTAWeDbpUyxmFxf5RlPIw23x94CvzP4UB3W-YVI6DUjAllOQJiBwtaObkaMbnqYlDbAhu-Fhj2LIU/s1600/ingilizce+listening.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifCEZWaOVWXTyigjI_KtMxVEQDjQD-1epKS1V2X-dn8Z1f85ceqQ0bHrYDmsCqMibcTAWeDbpUyxmFxf5RlPIw23x94CvzP4UB3W-YVI6DUjAllOQJiBwtaObkaMbnqYlDbAhu-Fhj2LIU/s320/ingilizce+listening.jpg" width="320" /></a> Siteye <a href="http://www.carolinebrownlisteninglessons.com/" target="_blank">BURADAN</a> tıklayarak ulaşabilirsiniz. Öncelikle, site çok sade ve çok kullanışlı. Pratikte size büyük kolaylık sağlayacak şekilde dizayn edilmiş. Sitenin ana sayfasında, listening egzersizleri liste halinde alt alta bulunuyor. Listedeki seçeneklerden birine tıkladığınız zaman, o konuyla ilgili menü sayfasına ulaşılıyor. Ve o konuyla ilgili açıklama ve egzersizler karşınıza geliyor.<br />
Site, görsel açısından pek zengin değil, hatta görsele dair birkaç basit hata da mevcut. Lakin, site amacına oldukça iyi hizmet ediyor. Sitenin sahibi Caroline Brown, kendisi 25 yıldır yetişkin yaş grubundakilere İngilizce öğretiyor. Listening'i iyi geliştirmenin dil öğrenirken çok önemli olduğunu, fakat tekrar edilmesi, periyodik alıştırmalarla pekiştirilmesi gerektiğini, kendisinin de başkalarına bu hususta yardımcı olabilmek için bu siteyi açtığını belirtiyor.<br />
Kolay gelsin.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-59892865091616458232013-05-22T06:25:00.000-07:002013-06-30T11:16:57.710-07:00Yurtdışına Çıkarken Dikkat Edilmesi Gerekenler Selam, bir önceki yazımızda yurtdışına çıkmak isteyenlere, dikkat edilmesi gerekenler ile ilgili, yanlarına almaları gerekenler ile ilgili, yeşil pasaport ve diğer pasaport çeşitleri ile ilgili bilgilendirmeler ve tavsiyelerde bulunmuştuk. Bu yazımızda da yurtdışına çıkmadan önce kurabileceğimiz irtibatlar,dil okulları konusunda bilgilendirmeler, konaklama, yurtdışına çıkarken neleri araştırmalıyız, bu ve benzeri konularda yardımcı olacağız.<br />
Öncelikle eğer biz yurt dışına bir dil okulu vasıtası ile gidiyorsak bu dil okulunu ayarlamamız hususunda bizim vize danışmanıyla irtibata geçmemiz gerekecektir. Fakat biz burada vize danışmanımıza tam anlamıyla güvenmemeliyiz. Çünkü vize danışmanlığı yapan kurumlar genelde anlaşmalı oldukları okulları tavsiye etmekte ve tavsiye ettiği okullardan komisyon ücreti almaktadırlar.. Bu sebepten biz vize danışmanından ayrı olarak okulun kendi sitesini inceleyip gerekirse numarasını alıp irtibata geçmeliyiz. Çünkü bazen okullar kurumlara ayrı, öğrencilere ayrı cevaplar gönderebiliyorlar.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUiQawz05o6Q7ZKHftHa7YrItcWg2cTSwKXVHXHZpAc1-wMMsExmSaScjLEQXy7uaR3cSAUPhxK1mPdDjWpiHW_m9IZu-Tcb-fDkBIxeyP_eqjS5yRucwuw_IwAVH3UdJ5bMXSSE0heFE2/s1600/yurtdisina+cikmak+icin+%C3%B6neriler.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUiQawz05o6Q7ZKHftHa7YrItcWg2cTSwKXVHXHZpAc1-wMMsExmSaScjLEQXy7uaR3cSAUPhxK1mPdDjWpiHW_m9IZu-Tcb-fDkBIxeyP_eqjS5yRucwuw_IwAVH3UdJ5bMXSSE0heFE2/s400/yurtdisina+cikmak+icin+%C3%B6neriler.jpg" height="231" width="400" /></a></div>
<br />
<br />
Dil okullarını ayarlarken dikkat edeceğimiz bir diğer husus ise okulda ki Türk öğrenci yoğunluğudur. Genelde vize danışmanlığı yapan kurumlar sürekli aynı okullara öğrenci gönderdiklerinden dolayı belli okullarda Türk yoğunluğu oluyor. Bu sebepten o okula gitmeden internet üzerinden okuldaki Türk öğrenci yoğunluğunu ve okulun kalitesini araştırmalıyız.<br />
Konaklama konusunda ise, okulların kendi öğrenci yurtları olduğu gibi anlaşmalı olduğu bazı aileler de vardır. Bizim burada tavsiye edebileceğimiz öğrencilerin yerli bir ailenin yanında kalmalarıdır. Yani eğer biz İngiltereye gidiyorsak kalmak isteyeceğimiz aile İngiliz bir aile olmalı. Yerli ailenin dışındaki tercihlerde ingilizcemizi fazla geliştiremeyiz. Yabancı bir aileyle kalıyorsak aksan konusunda sıkıntılar çekeriz,keza öğrenci evlerinde de öğrenciler kendi milletlerinden olanlarla kendi dilini konuşmayı tercih ettiklerinden istediğimiz verimi alamayız.<br />
<br />
<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-34964243687823880222013-05-22T05:18:00.000-07:002013-05-22T05:18:57.801-07:00Motivasyonu Artırma Yöntemleri<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7O0t2zNogz49HZA5adbQZ7R0z1VKBzSkJri3UKMPmYPpYg6uUPg3CMzPFcaguzLjsAzNr-WH-jDqkwlOn0Qe-gWC1WxuoF6IHZno3m59GI7Wa_F9M0XbxxzbhrX0-Szhn9G_SO4nulBPO/s1600/motivasyon+sozleri.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7O0t2zNogz49HZA5adbQZ7R0z1VKBzSkJri3UKMPmYPpYg6uUPg3CMzPFcaguzLjsAzNr-WH-jDqkwlOn0Qe-gWC1WxuoF6IHZno3m59GI7Wa_F9M0XbxxzbhrX0-Szhn9G_SO4nulBPO/s320/motivasyon+sozleri.jpg" width="320" /></a></div>
Motivasyonumuzu artırmak için hangi yöntemlerden, hangi tekniklerden faydalanabiliriz?<br />
Motive olmak, kendimizi motive etmek için, kullanabileceğimiz pek çok yöntem, pek çok teknik bulunmaktadır. Eğer bu hayat maratonunda, motivasyonunuzu sürekli üst düzeyde tutmak istiyorsanız, bu teknikleri uygulamanızı öneriyoruz.<br />
Peki bizi neyin motive ettiğini nasıl öğrenebiliriz? İşte burada öncelikli hedef, kendimizi tanımak olmalıdır. Bizi neyin mutlu ettiğini bilmek, hangi durumlarda öfkelendiğimizi, hangi durumlarda nasıl tepki verdiğimizi öngörebilmek, motivasyon araçlarımızı bulmak hususunda temel kaynağımız olacaktır.<br />
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-wbJ1OSICOUvPjhoozDfQHgRuZHetkZMogucujs1X8prpeEAXCJ3Ulp2Z-C3Y5-HsVLKcdr_cBm1mbWjLcKNMaTYKHnZ7FqhLRNpORvjPoccX3QDtv0uKPqHN5nPs6ntqz0Qq1UiDihjV/s1600/motivasyonu+ust+duzeyde+tutmanin+yollari.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="172" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-wbJ1OSICOUvPjhoozDfQHgRuZHetkZMogucujs1X8prpeEAXCJ3Ulp2Z-C3Y5-HsVLKcdr_cBm1mbWjLcKNMaTYKHnZ7FqhLRNpORvjPoccX3QDtv0uKPqHN5nPs6ntqz0Qq1UiDihjV/s200/motivasyonu+ust+duzeyde+tutmanin+yollari.jpg" width="200" /></a> Her insan için motivasyon araçları farklı olsa da, genel olarak herkese yardımcı olabilecek birkaç teknikten bahsedelim:<br />
<b>Amacınızı İyi Tanımlayın</b><br />
Ne yapmak istediğinize iyi karar verin,hayattan beklentiniz ne? Zengin olmak mı istiyorsunuz, çok arkadaşınız olmasını, çevrenizin geniş olmasını mı istiyorsunuz?Kilo vermek, sağlıklı olmak, güzel görünmek mi istiyorsunuz? Bu soruların cevabını, en çok neyi istediğinizi bilirseniz, hedefe ulaşmak için kullanacağınız yöntemleri daha kolay seçebilirsiniz.<br />
<b>Bu Amaca Niçin Ulaşmak İstediğinizi Belirleyin ve sonuçları hayal edin</b><br />
Bu nokta çok önemli. diyelim ki zengin oldunuz.. Peki ne yapmak istiyorsunuz? Amacınıza ulaştıktan sonraki adımları ve amacınıza ulaşmanın size getireceği faydaları hayal edin. Bu hayallerinizdeki gerçeklik payını da ortaya çıkaracaktır.<br />
<b> Bu Amaca Ulaşmak İçin Çabalayın ve Kendinizi Ödüllendirin</b><br />
Çalışmalarınızda karşınıza gelebilecek zorluklar karşısında nefes almak için kendinize ödül vermeniz motivasyonunuz açısından büyük önem arz edecektir. Bu yüzden amacınızı aşmayacak şekilde kendinize küçük ödülleri layık görün. <br />
<br />
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-43794251214483116672013-05-20T12:04:00.002-07:002013-06-30T11:16:17.569-07:00Yumurta Sarısının Zararları Son günlerde yumurta ile ilgili televizyon programlarında çokça konuşuldu. Bazı yumurta sever, yumurta şirketleri de onları pek sever doktor insanlar, bütün tıp alemini hiçe sayarak yumurtayı öve öve bitiremediler. Biz de yumurta zararlı mıdır, ne kadar yumurta sarısının zararları vardır, günde en fazla kaç yumurta yenilebilir, yumurtanın sarısını beyazından ayırmalı mı; bu sorulara yanıt bulalım istedik.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj63HG8bHr8_2VnNJngErnizLOkKghKMN6otJ1PxHJPUsL3dz1PyEvJ2rZMuF2z1deuqLu6e-WW2BaW7uGekFcaCw70iHVkH6Lt_ahXbefAgQvx0osMP2RRSQToKERj6fil5KwGuQJYzfxv/s1600/yumurta+resim.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj63HG8bHr8_2VnNJngErnizLOkKghKMN6otJ1PxHJPUsL3dz1PyEvJ2rZMuF2z1deuqLu6e-WW2BaW7uGekFcaCw70iHVkH6Lt_ahXbefAgQvx0osMP2RRSQToKERj6fil5KwGuQJYzfxv/s400/yumurta+resim.jpg" height="173" width="400" /></a></div>
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, yumurta çok yararlı bir besindir. Yumurta, içinde insan vücudu için çok değerli proteinleri barındırır. İçinde bulundurduğu esansiyel amino asitler ile ve A, D, E ve B vitaminleri ve tabi ki diğer vitaminler ile haftalık kahvaltı alışkanlığı içinde mutlaka bulunması gereken bir besindir.<br />
Peki ama yararlı ise, eşittir istediğimiz kadar tüketebilir miyiz? Hayır. Hayvansal yağlar kadar olmasa da, yumurta da içinde sağlık için zararlı olan doymuş yağları barındırır. Sözü kısa kesip sadede geleceğim. Günde yarım yumurta sarısı yemek, beyazının ise tamamını tüketmek idealdir. Tabi bu kişinin yaşına, cinsiyetine, vücudunun kolesterole olan duyarlılığına, fiziksel aktivite düzeyine, sigara içip içmemesine göre değişir. Daha fazlasını yemek ise kötü kolesterol denilen LDL'nin yükselmesine, kalp damar hastalıkları riskinin artmasına sebep olacaktır. Yumurta sarısı kolesterol, kalori deposudur. Günde yarım yumurta sarısı, gerekli enerjiyi almanızı sağlar, fazlası ise kilo almanıza, kolesterolünüzün yükselmesine neden olur.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgW991H7hAD-xMtJVvoDWwKoYQ9JbrpbdncfkjjUTjjW-SNBJ81BlpKVrpCYydYtm1yDgl1LsE1ClWK23mLtIM0X0Q-ncMtP4VujHoBucDA2sWnntfLo41y_jyQyE3DV6p2UBBXkroM2KQX/s1600/sinirli+yumurta.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgW991H7hAD-xMtJVvoDWwKoYQ9JbrpbdncfkjjUTjjW-SNBJ81BlpKVrpCYydYtm1yDgl1LsE1ClWK23mLtIM0X0Q-ncMtP4VujHoBucDA2sWnntfLo41y_jyQyE3DV6p2UBBXkroM2KQX/s320/sinirli+yumurta.jpg" height="320" width="240" /></a></div>
Peki ama "bazı" uzmanlar neden tersini iddia ediyor? Televizyoncuların bir sözü vardır. Söz Amerikan orijinli olduğu için, önce orijinalini verelim: "If you are looking good and talking well, people will swallow any." Yani televizyonda, iyi görünüp bir de güzel konuşursanız insanlar her şeyi yutarlar. Bunun ne kadar doğru olduğunu televizyonda söylenen her yanlış şeyde biraz daha iyi anlıyorum. Bu uzman insanların bazıları, kamuoyu hafızamız biraz kısa olduğu için hatırlamıyoruz; önce yumurta karşıtı olan insanlardı. Sonra 180 derece çark edip (ne olduysa) yumurta aşığı kesildiler. İşi abartıp günde 10 yumurtadan bahsedenleri bile oldu. Biz onlara yumurta şirketleriyle olan seviyeli ilişkilerinde mutluluklar dileyelim.<br />
Kısaca, yumurtasız olmaz. Ama fazlası da zararlıdır. Taze almaya, evde uzun süre tutmadan tüketmeye (ki besin değerleri kaybolmasın ), çiğ tüketmemeye (biotin eksikliğine sebep olur) dikkat ediniz. Mutlu kalın, sağlıklı kalın. Bi de spor yapın. :)Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-53222484870248754192013-05-12T09:29:00.001-07:002013-05-12T09:31:38.817-07:00Steve Jobs: Zamanınız Kısıtlı<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOtZ9nJL-RG3mEsmXKXj5yVz66HxrTjA18q-y2kBpX6LQWd3RtnXzW0ecTNGHbdSIe7wotfNmQ3x07d3y_Ib_3PQDgtKaz7_N8MuWM-YinAFYswQW6bZ-QE0jU_biv9warexXaA_OKjkor/s1600/steve+jobs.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="173" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhOtZ9nJL-RG3mEsmXKXj5yVz66HxrTjA18q-y2kBpX6LQWd3RtnXzW0ecTNGHbdSIe7wotfNmQ3x07d3y_Ib_3PQDgtKaz7_N8MuWM-YinAFYswQW6bZ-QE0jU_biv9warexXaA_OKjkor/s400/steve+jobs.jpg" width="400" /></a> Steve Jobs'un ünlü Stanford konuşmasını biliyorsunuzdur. Büyük adam, orada pek uzun konuşmuyor. Lakin büyüklerimin "sözü kısa söyle, ta uzun olsun" dediği gibi, az sözle çokların anlatamadığını anlatıyor. İnsanın hayatını değiştirebilecek pek az konuşma bulunur. Lakin hayatını boşa geçirmemiş bu insanların hayat tecrübeleri, böylesine bir içtenlikle buluşunca kalbinin derinliklerine tesir ediyor insanın. Ben de çok uzun tutmayacağım. Zaten internette bu konuşmayla ilgili çokça içerik var. Aynı konuşmayı tekrar yazmanın bi manası yok. Size biri konuşmanın orijinali İngilizce, biri de tercümesi Türkçe, kaliteli iki sayfanın linkini vermek istiyorum.<br />
Biz zaten öncelikle kendimiz için blogluyoruz. Bu çok sevdiğim ilham verici konuşmayla ilgili blogda bir içerik olsun istedim. İşte linkler: <a href="http://secbirini.blogspot.com/2013/03/steve-jobsun-unlu-stanford-konusmas.html">Türkçe</a> , <a href="http://www.washingtonpost.com/blogs/answer-sheet/post/steve-jobs-told-students-stay-hungry-stay-foolish/2011/10/05/gIQA1qVjOL_blog.html">İngilizce</a><br />
Stay hungry, stay foolish. :)<br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-38262448889084861472013-05-12T05:23:00.000-07:002013-08-23T06:43:52.753-07:00İnsan Günde Kaç Saat Uyumalı İnsanın günde alması gereken uyku miktarı, saati; elbette ne insanlar arasında, ne de bir insanın yaşam süresince sabit değildir. Peki bi insan günde kaç saat uyumalıdır? Hayatın temposuna ayak uydurabilmek, bedenimize yeterli uykuyu almayarak, stresli hayatlarımıza bir stres faktörü daha eklememek için günde kaç saat uyumak lazım?<br />
Elbette insanın fiziksel, zihinsel çalışma temposuna göre alması gereken uyku miktarı değişiklik gösterir. Bunun yanında hayatımızın her yaş aralığında da almamız gereken uyku miktarı da değişiklik gösteriyor. Fakat biz bu yazıda yetişkin bir insanın günde kaç saat uyuması gerekir sorusuna cevap vermeye çalışacağız.<br />
Benim de çok yanlış yaptığım, bakış açımı düzeltip doğru davrandığımda da aradaki pozitif farkı müşahede ettiğim bir konu uyku. Hayatın temposu ve yapılması gereken onca iş arasında bazen gündüz süresi yeterli olmuyor. Maalesef böyle zamanlarda da insanın aklına gelen ilk uyku oluyor. Çünkü uykuya ayırdığımız zamanı; verimsiz, faydasız, azaltılması gereken bir zaman dilimi olarak görüyoruz ve bu zamandan özellikle yattığımız saati erteleyerek kısmaya başlıyoruz. Böyle durumlarda ise sonuç olarak kişide dikkat dağınıklığı, gün boyu yorgunluk, zihinsel ve fiziksel verim kaybı, sinirlilik gibi nahoş sonuçlar ortaya çıkıyor. Kişi bu sorunlara rağmen az uyumakta ısrar ederse de bağışıklık dediğimiz immun sistemi zayıflıyor ve her türlü hastalığa davetiye çıkarmış oluyor.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQwkDftQllvNE0SWXjqGX-_6yUqRMOF7-VCjD1iz9WfH5qOsrBYQm9e-VAMTLcct4kQ0_i1-K1yzWcz19csAdifX4c1nHn8Fkar5v-f2TxuErAlPdMT24ormU9Ng4sq6v9SAPMgC6w60ye/s1600/uyku.png" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQwkDftQllvNE0SWXjqGX-_6yUqRMOF7-VCjD1iz9WfH5qOsrBYQm9e-VAMTLcct4kQ0_i1-K1yzWcz19csAdifX4c1nHn8Fkar5v-f2TxuErAlPdMT24ormU9Ng4sq6v9SAPMgC6w60ye/s1600/uyku.png" height="177" width="320" /></a></div>
Önce mevzunun optimumundan bahsedelim. Yani bir insanın yaklaşık olarak ideal uyku davranışı nasıl olmalıdır, ondan bahsedelim. Daha sonra da yapılması zor olan hususlarda "bir şey bütün bütün elde edilemiyorsa, bütün bütün terk etmek uygun değildir" kaidesine göre nasıl davranabileceğimizden bahsedelim.<br />
En iyisi güneşten önce kalkmaktır ve güneşin doğduğu saatten 7-8 saat önce yatmaktır. Alın size ideali. Lakin gerçekçi olmak gerekirse, bunu ne yapan , ne de yapmak isteyecek yoktur. Çünkü, şimdiki hayat stilinde gece hayatı diye bir olgu var. İnsanlar gerek evde gerekse dışarıda, gecenin ilk birkaç saati uyanık kalmayı tercih ediyorlar. Madem durum böyle, o vakit en azından 12'den önce yatmayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Bu saat, vücutta melatonin, growth hormon gibi, gün içerisindeki hücre ve dokular düzeyindeki yıkımı rejenere etmeye yarayan hormonların hat safhada salgılandığı zamandır. Bu saatte uykuda olmak, o hormonların işlevselliği açısından olmazsa olmazdır Hem gün içinde yaptığınız fiziksel aktivitelerin, hem öğrenme yorum yapma gibi bilişsel aktivitelerin uzun vadede performansınızı olumlu etkilemesi açısından uyku muazzam öneme sahiptir. Şayet 12 gibi yatarsanız 6 saatten az, 9 saatten çok olmamak üzere ışık ve gürültü almayan, gün içinde iyi havalandırılmış, gün içinde "sigara içilmeyen" bir odada yatmanız önerilir.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFoEtBcOVfq_M6F7QKGHdfZsg2L9xDvn9Ni9OZAARTlAyPn3l_aPDBYAH5az0dudkHGbmm1Evvh-t47o1hxny6UCOgNTfo11uYQDp_JnJSSf9Q6xHXK2YkuwYrkfixH5wmuYFgz4dS0lVP/s1600/uyuyan+bebek+resmi.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFoEtBcOVfq_M6F7QKGHdfZsg2L9xDvn9Ni9OZAARTlAyPn3l_aPDBYAH5az0dudkHGbmm1Evvh-t47o1hxny6UCOgNTfo11uYQDp_JnJSSf9Q6xHXK2YkuwYrkfixH5wmuYFgz4dS0lVP/s1600/uyuyan+bebek+resmi.jpg" height="173" width="400" /></a></div>
Uykunun nasıl olması gerektiğiyle ilgili başka bir mevzu da yemek. Yatağa ne aç, ne de karnınız dolu girin. Yatmadan önce minimum 2, maksimum 4 saatlik süreçte akşam öğününü yerseniz uygundur. Bu o gün mümkün olmadıysa, mide asidinin zararını bir nebze azaltmak için, yatmadan önce biraz ekmek içini ufalayıp yutun.<br />
Yatağa sinirli, gergin bir şekilde girmeyin. Eğer yatma vaktinizde sizi geren bir durum olduysa, mümkünse ılık duş alıp (gevşemenize çok yardımcı olacaktır) öyle yatın.<br />
Yatağa mutlaka rahat kıyafetlerle girin ve dişlerinizi yatmadan önce mutlaka fırçalayın. Yatmadan önceki son 1 saatte fiziksel aktiviteden kaçının.<br />
Bir de kilo vermek isteyen, az yemekte sıkıntı çekenler: Uyku vaktinde kişi uyumazsa, uyuması gerektiği kadar uyumazsa, pankreastan salgılanan insülin hormonu gerektiği kadar salgılanamaz. Kan şekeri düzensizleşir. Ayrıca bizde yemek yeme isteğini uyandıran hormonlardan ghrelin hormonu fazlaca salgılanır. Yemek yerken bize durmamız gereken zamanı söyleyen "ben doydum hormonu", pardon "leptin hormunu" gerektiği kadar salgılanamaz.<br />
Yeter.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-6439672482913592412013-05-10T14:54:00.001-07:002013-08-26T03:48:48.442-07:00Yemeklere Ne Kadar Tuz Atılmalı Bu kısa yazımızda öncelik her zamanki gibi sağlık olarak "sağlıklı yaşamak, sağlıklı olmak için" yemeklere ne kadar tuz atmalıyız, vücudumuz için ideal elektrolit dengesini sağlamak için yemeklere ne kadar tuz atılmalı sorularının cevaplarına değineceğiz.<br />
Türkiye'de günlük ortalama tuz alım miktarı kişi başına 18 gramdır. Bu ortalama Avrupa'da 3 gram kadardır. Bu nedenledir ki ülkemin insanı hipertansiyon gibi kalp damar hastalıklarına çok daha sık yakalanmaktadır.<br />
Bildiğiniz gibi tuz, sodyum ve klor elementlerinden oluşmakta, ve bu iki elementin vücutta belirli düzeylerde olması hayatın devamlılığı için en üst düzey öneme sahiptir. Bu düzeyi sağlayabilecek kadar tuz aldıktan sonra alacağımız her gram hatta miligram tuzun bize zararı vardır.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7wI3ep4i2Na3_6pSbmSHddXZ2Huqx7JDd-bIRSV1cfgLho5HcWP3sQUtXCan_36h8O6AShAFg_9l0N1KO23sqCY4OQRmLx-8qZtZVQ1u1VFASaZ0I3ejfAkte2jtdYZJsFz5kf_8ujPdc/s1600/dobustuk+msun+olm.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7wI3ep4i2Na3_6pSbmSHddXZ2Huqx7JDd-bIRSV1cfgLho5HcWP3sQUtXCan_36h8O6AShAFg_9l0N1KO23sqCY4OQRmLx-8qZtZVQ1u1VFASaZ0I3ejfAkte2jtdYZJsFz5kf_8ujPdc/s1600/dobustuk+msun+olm.jpg" height="261" width="400" /></a></div>
İnsanın dışarıdan alması gereken günlük tuz miktarı 2,3 gramı aşmaz. Bu miktardaki tuz ise zaten yediğimiz yiyeceklerde vardır. Yani günde 2,3 gram tuzu dışarıdan alabilmek için asla yemeklere tuz ilave etmek gerekmez. Bu miktardaki tuzu besinlerin içerdikleri tuzdan, yoğurt ve zeytin gibi mamullerden almaktayız. İlave ettiğiniz her miligram tuz hastalıklara bir davetiyedir.<br />
Bir de kilo vermek isteyen, her hafta tartıya çıkan kişi balalarına bir önerimiz olsun. 1 hafta boyunca yemeklerinizde sıfır tuz kullanın; bir hafta boyunca tuzdan tamamiyle uzak durun. Daha önce ne yiyorsanız aynı şeyleri, aynı porsiyonlarda yiyebilirsiniz. Hiçbir şeyi değiştirmeden; ne az yemek, ne kalorisiz yemek, ne spor yapmak, hiçbir şey yapmadan bir hafta sonra tartıda hatırı sayılır bir değişiklik göstereceksiniz. Ha bi de bu söylediğimizi yaparken bir hafta boyunca olabildiğince su içerseniz tartıdaki değişiklik daha göz kamaştırıcı olur. (9 gram tuz, 2 litre kadar suyun 48 saat boyunca vücutta tutulmasına sebep olur.)<br />
Bi de İngilizlerin bi lafı vardır: Food is best when it doesn't taste.<br />
Yaaaa.Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-70107401944742645222013-05-10T14:18:00.000-07:002013-06-30T11:13:53.435-07:00Yemeklere Ne Kadar Yağ Konulmalı Yaptığımız yemeklere ne kadar yağ koymalıyız? Sağlıklı bir yaşam için ideal olan besin dengesini sağlayabilmek için yemeklerimize ne kadar yağ koymak gerekir? Yemekler lezzetli olsun diye fazlaca yağ konulmalı mı?<br />
Bu soruların en doğru cevabını "kabullenebilmemiz" için öncelikle bir şeyi gözden geçirmekte fayda var ki, o da mutfak kültürümüz. Evet Türk yemekleri çok lezzetli. Buna hiçbir itirazımız yok, her bir yöremizin mutfağı diğerlerinden geri kalmayacak kadar güzel. Ama şu da bir hakikat ki mutfak kültürümüzde aşmamız ve geride bırakmamız gereken bir anlayış var. Lezzetli yemek yapmak için fazlaca yağ katmayı mübah hatta lazım görüyoruz. Sokaklardaki kilolu insanların sayısındaki fazlalığın en önemli nedenlerinden biri de bu.<br />
Şu kanıtlanmış bir gerçek ki, insan vücudundaki esansiyel yani hayatın devamlılığı için bulunması gereken yağ oranı erkeklerde yüzde 2, kadınlarda ise yüzde 3-4. Bu orana yakın olmak daha sağlıklı, tabi ki sporla birlikte. Bu oranı sağlayabilmek pek mümkün değil lakin yaklaşabilmek için yapmamız gereken yemeklerde sıfır yağ; yani yemeklere hiç yağ katmamak. Yani bir insan, yemeklerine hiç yağ ilave etmemeye başlarsa bu sağlığı için daha yararlıdır.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBUF_T7dCO1mBZKi-qDwaI9D8Lvg964B7wNJHRkdsu5SFDtmLQ0iHw-RKD87fSgI_i60swa8MmX8bWraOxSJTRemEAo94mv9FuHWPChKSCVTglHTWCyglbV8_qqpoxZlM3yruy5eLJ2HzV/s1600/yemeklere+ne+kadar+yag+konulmali.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBUF_T7dCO1mBZKi-qDwaI9D8Lvg964B7wNJHRkdsu5SFDtmLQ0iHw-RKD87fSgI_i60swa8MmX8bWraOxSJTRemEAo94mv9FuHWPChKSCVTglHTWCyglbV8_qqpoxZlM3yruy5eLJ2HzV/s1600/yemeklere+ne+kadar+yag+konulmali.jpg" /></a></div>
Anlaşılması gereken önemli bir mevzu ki, insan beyni muazzam bir adaptasyon, oryantasyon yeteneğine sahiptir. Şimdi siz ve aileniz yıllardır damaklarınızı, daha da önemlisi beyninizi yağ kullanılmış yemeklere alıştırdığı için haşlama tarzı beslenme alışkanlığı size çok tatsız, yavan gelir. Düşüncesi dahi iştahınızı kapatır. Lakin, şuna inanın, sağlıklı beslenme sitelerindeki yemek tariflerindeki gibi yemekleri 14 gün kadar yaptığınızda, beyninizi o şekil beslenmeye ve tad almaya zorladığınızda, yağın ve yağlı yemeklerin midenizi kaldırdığını göreceksiniz. Tartıdaki eksilmeler de işin başka bir yanı tabi.<br />
Ekseriyetin imkansız olduğuna inandığına eminim, lakin gerçek manada sağlıklı yaşamak istiyorsanız, lezzet perspektifinizi bir nebze değiştirmeniz gerekiyor. Sigara içmediğinizi umuyoruz. Sigara içen birinin, sigarayı bırakmayı isteyip de bırakamaması, sizin için anlaşılması nasıl zorsa; haşlama, salata, yeşilden zengin beslenmeye, diyetinizde sıfır yağ kullanmaya başlayıp 2-3 hafta kadar bunda sebat ettikten sonra, insanlara bu beslenme tarzını önerdiğinizde bunu imkansız görmelerini işte öyle anlaşılmaz bulacaksınız.<br />
Biz bir deneyin deriz.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgw_gKCUPtMlOmUgv-pzBKKbue4tjzafKNi9u9gDIIWY7YtNObKrhS26k5gjOncvHCM8ihjna2atI2PrA0ezAkbh8BGZJ0dE1OC1QRfyabn8QgYcElSnxFRtV0ARc7OkITMQifn96DuZpVb/s1600/dene.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgw_gKCUPtMlOmUgv-pzBKKbue4tjzafKNi9u9gDIIWY7YtNObKrhS26k5gjOncvHCM8ihjna2atI2PrA0ezAkbh8BGZJ0dE1OC1QRfyabn8QgYcElSnxFRtV0ARc7OkITMQifn96DuZpVb/s1600/dene.jpg" height="376" width="640" /></a></div>
IF YOU NEVER TRY, YOU'LL NEVER KNOW<br />
EĞER ASLA DENEMEZSEN, HİÇBİR ZAMAN BİLMEYECEKSİN.<br />
çevirince aynı hava olmuo :/Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-136911836662415844.post-73432469831422834132013-05-10T09:55:00.000-07:002013-06-30T11:12:38.879-07:00Sağlıklı Yaşamın Şartları Ülkemizde, sağlıklı yaşam konusundaki bilinç ne yazık ki olması gereken seviyenin çok altında. Henüz bir spor yapma kültürünün dahi oluşmadığı çok açık. Bu yazımız, sağlıklı yaşamın bileşenleri hakkında olacaktır. Sağlıklı yaşamanın kuralları nelerdir? En azından biz, fert olarak, kendi yaşamımız için, daha sağlıklı olmak için neler yapabiliriz; bundan bahsedeceğiz. Bu hususta öncelikle biraz ülkemizden bahsedelim. Ülkemizin güzel insanları, bir çok şeyde olduğu gibi, sağlıksız beslenme ve bizim "yeyip içip yan gelip yatma" diye tabir edebileceğimiz "sedanter yaşam" hususlarında Avrupa birincisidir.<br />
<div>
Öncelikle "yağ" faktöründen bahsedelim. Malumunuzdur ki Turkish Cousine - Türk Mutfağı dünyada çeşitlilik, özgünlük ve lezzet hususunda hatırı sayılır bir yere sahiptir. Lakin çok kötü bir alışkanlığımız var ki "yemeklere gereğinden çok fazla yağ katıyoruz". Yemeği bu kadar yağlı yaptığımız zaman daha lezzetli olacağına inanıyoruz. Avrupa'nın, yemeklerinde en fazla yağ kullanan ülkesiyiz. Buraya dikkat; eğer sağlıklı yaşamak istiyorsak, aldığımız besinlerdeki yağı -bu yağ ne yağı olursa olsun- mümkün olduğunca sıfıra yaklaştırmamız gerekiyor. </div>
<div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB3UflGSd5NPbTGoufHnxlzHs8Akr3z-kXLCh1OBnjVMtM4aFa0O4gQXzDEVX2AWdx7rfVBJcw4YVRKWrnQjLIQLc8t3yh2HrNh30BqBD5WFfWqJ9zTUGwd0RiWVFjKlgyLCjWK4NqF17R/s1600/healthy-living.gif" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjB3UflGSd5NPbTGoufHnxlzHs8Akr3z-kXLCh1OBnjVMtM4aFa0O4gQXzDEVX2AWdx7rfVBJcw4YVRKWrnQjLIQLc8t3yh2HrNh30BqBD5WFfWqJ9zTUGwd0RiWVFjKlgyLCjWK4NqF17R/s1600/healthy-living.gif" height="225" width="320" /></a> Bir diğer mevzu "tuz". Türk insanı günde ortalama 18 gram tuz tüketiyor. Bu hususta Avrupa ortalaması 3 gram civarındadır. Tuzun vücudumuza zararlı etkilerini de bilmeyenler, artık siz google şeysinden şey yaparsınız. "Kimse üstüne alınmadı di mi?" Ama eminim ekseriya sofradayken veyahut yemek yaparken tuzla oldukça haşır neşirsiniz. Eğer daha sağlıklı olmak istiyorsanız yemeklere attığınız tuzu olabildiğince sıfıra indirin.</div>
<div>
Bir diğer mevzu ise, özellikle bekar arkadaşlara sesleniyorum: Yemeklerde Çeşitlilik. Bir güvenlik şirketinde çalışan bir ağabeyimizin kan değerleri düşük çıkmış soruyor (bekar bir abimiz); yahu ben ki her gün pekmezle beslenen adamım; neden benim kan değerlerim böyle çıktı? Cevabı soruda gizli tabi: Her gün pekmez yediğiniz için. Ülkemiz yiyecek çeşitliliği açısından mükemmeldir. Pazara gittiğiniz zaman 50'yi aşkın farklı türde ürün bulabilirsiniz. Kendinize pazar alışkanlığı edinin. Ne yemek yapacağınızı bilmeseniz dahi çok sebzelerden azar azar alın, yeşillikler de dahil olmak üzere. Sebze sote gibi bir öğünde bir çok farklı sebze kullanılan yemekleri yapmayı öğrenin.</div>
<div>
Sağlıklı yaşamın şartları ile ilgili yazılarımız devam edecek. Kardiyo denilen; ülkem insanının bihaber olduğu güzelliği, başka başka sigara ve alkol illetlerini de başka zaman anlatırız.</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/10712565317470971790noreply@blogger.com0